Almanya’dan skandal yasa hazırlığıAlmanya’da yaşayan Lambrecht, YouTube kanalından ve Instagram hesabından paylaştığı yayında, Almanya’da hazırlanan “Kaderini Tayin Yasası” ile ilgili yasası ilgili tenkitlerde bulundu.
Telafisi mümkün olmayan travmalara sebep olacağını lisana getiren Sümeyye Lambrecht, “hemen çabucak 14 yaşında bir çocuğun dövme yaptırması dahi sakıncalı görüldüğü, alkol alması, gece kulübüne dahi gitmesi sakıncalı görülen, başörtüsü giyme özgürlüğü bile Almanya’da tartışıldığı, ruhsal ve fizikî gelişmenini tamamlamamış, nörolojik açıdan bakıldığında anda yaşayan ve geleceğe dönük karar alma öngörüleri dahi kısıtlı olan çocukların yalnızca bir beyanname ile belediyede cinsiyet kayıtlarını bu kadar kolay değiştirebilmeleri ruhsal açıdan telafisi mümkün olmayan travmalara sebep olacaktır”
Lambrecht, “Araştırmalara bakıldığında Amerikan Dr. Lisa Littmann 2018’de yazılmış IEF Raporunda transeksüel olduğunu söyleyen ergenlerin yüzde 65’sinin daha evvelce depresyon, nörolojik gelişim bozuklukları ve otizm üzere ruhsal bozukluk teşhisi konduğunu gözler önüne seriyor. bir daha Çocuk ve Ergen Psikoterapisti Alexander Korte trans destekleyici tavrın ve ergenliği engelleyici ilaçların etik olarak büyük bir sorun teşkil ettiği ” Transeksüel çocuk diye bir şey olmadığı, kişiliğin vakit içinde geliştiğini, cinsel kimliğin vakit içinde geliştiğini ve o yüzden de transeksüelitenin küçük yaşta değerlendirilmeyeciğini kesin halde söz ediyor. Hatta ergenlik sürecinin dış müdahalelerle durdurularak çocukların gelişimleri üzerinde uzun vadede ne tıp ziyanlar vereceğine dair gereğince araştırma ve bilgi mevcut değilken, çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerinin bunun kararında önemli ve geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar ihtimali kelam konusuyken, Alman hükümetinin hangi araştırmalar, tıbbi, ruhsal, nörolojik açıdan geniş bir araştırma sonucunda hangi sonuçlara ulaşarak bu biçimde bir maddeyi gündeme getirdiğini sahiden şaşkınlıkla izliyorum” formuna konuştu.
‘Psikolojik olarak çocuğun hakikat yetişmesi bizlerin annelerin babaların elinde’
Son senelerda toplumsal medya ve lobi çalışmaları sonucunda süratle artan bir buhrana şahit oluyorum diyen Lambrecht, “Daha evvelden kimlik değiştirme kuralları yetişkin bir bireyin operasyon geçirmesi yahut dönüşümü daha sonrasında mahkeme yoluyla ve 2 uzman görüşüyle mümkün olabilirken bugün tartışılan maddede yalnızca beyan ile ve 14 yaşında daha ergenliği bile tartışılır durumda olan çocukların yaşına indirgenmeye çalışılması hakikaten dehşete düşürücüdür. Şayet 14 yaşındaki çocuğunun beyanına ailesi itiraz ederse çocuğun haklarına müdahale olarak algılanıp kişilik haklarını korumak için aile mahkemeleri yoluyla bu hak çocuğa verilebilecek.14 yaşından küçük çocuklarda ise aile onayıyla bu değişim mümkün hale gelecek. Pedagog olarak 10 yıldır sürdürdüğüm mesleğimde bugüne dek yüzeysel olarak karşılaştığım cinsel kimlik sorunlarının son senelerda toplumsal medya ve lobi çalışmaları sonucunda süratle artan bir buhrana şahit oluyorum. Ama olaylara bakıldığında çocuğun sıklıkla ruhsal bir sebeple yönelimin değiştiği lakin bunun aşılamaz olmadığını görmekte deneyim etmekteyim. Tabi ki bu noktada en büyük sorumluluk ebeveynlere anne ve babalara düşüyor. Ruhsal olarak çocuğun gerçek yetişmesi bizlerin annelerin babaların elinde. Umarım Almanya da kimi ülkeler üzere bu hususta geri adım atma iradesini gösterebilir diye temenni ediyorum” sözlerini kullandı.
Telafisi mümkün olmayan travmalara sebep olacağını lisana getiren Sümeyye Lambrecht, “hemen çabucak 14 yaşında bir çocuğun dövme yaptırması dahi sakıncalı görüldüğü, alkol alması, gece kulübüne dahi gitmesi sakıncalı görülen, başörtüsü giyme özgürlüğü bile Almanya’da tartışıldığı, ruhsal ve fizikî gelişmenini tamamlamamış, nörolojik açıdan bakıldığında anda yaşayan ve geleceğe dönük karar alma öngörüleri dahi kısıtlı olan çocukların yalnızca bir beyanname ile belediyede cinsiyet kayıtlarını bu kadar kolay değiştirebilmeleri ruhsal açıdan telafisi mümkün olmayan travmalara sebep olacaktır”
Lambrecht, “Araştırmalara bakıldığında Amerikan Dr. Lisa Littmann 2018’de yazılmış IEF Raporunda transeksüel olduğunu söyleyen ergenlerin yüzde 65’sinin daha evvelce depresyon, nörolojik gelişim bozuklukları ve otizm üzere ruhsal bozukluk teşhisi konduğunu gözler önüne seriyor. bir daha Çocuk ve Ergen Psikoterapisti Alexander Korte trans destekleyici tavrın ve ergenliği engelleyici ilaçların etik olarak büyük bir sorun teşkil ettiği ” Transeksüel çocuk diye bir şey olmadığı, kişiliğin vakit içinde geliştiğini, cinsel kimliğin vakit içinde geliştiğini ve o yüzden de transeksüelitenin küçük yaşta değerlendirilmeyeciğini kesin halde söz ediyor. Hatta ergenlik sürecinin dış müdahalelerle durdurularak çocukların gelişimleri üzerinde uzun vadede ne tıp ziyanlar vereceğine dair gereğince araştırma ve bilgi mevcut değilken, çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerinin bunun kararında önemli ve geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar ihtimali kelam konusuyken, Alman hükümetinin hangi araştırmalar, tıbbi, ruhsal, nörolojik açıdan geniş bir araştırma sonucunda hangi sonuçlara ulaşarak bu biçimde bir maddeyi gündeme getirdiğini sahiden şaşkınlıkla izliyorum” formuna konuştu.
‘Psikolojik olarak çocuğun hakikat yetişmesi bizlerin annelerin babaların elinde’
Son senelerda toplumsal medya ve lobi çalışmaları sonucunda süratle artan bir buhrana şahit oluyorum diyen Lambrecht, “Daha evvelden kimlik değiştirme kuralları yetişkin bir bireyin operasyon geçirmesi yahut dönüşümü daha sonrasında mahkeme yoluyla ve 2 uzman görüşüyle mümkün olabilirken bugün tartışılan maddede yalnızca beyan ile ve 14 yaşında daha ergenliği bile tartışılır durumda olan çocukların yaşına indirgenmeye çalışılması hakikaten dehşete düşürücüdür. Şayet 14 yaşındaki çocuğunun beyanına ailesi itiraz ederse çocuğun haklarına müdahale olarak algılanıp kişilik haklarını korumak için aile mahkemeleri yoluyla bu hak çocuğa verilebilecek.14 yaşından küçük çocuklarda ise aile onayıyla bu değişim mümkün hale gelecek. Pedagog olarak 10 yıldır sürdürdüğüm mesleğimde bugüne dek yüzeysel olarak karşılaştığım cinsel kimlik sorunlarının son senelerda toplumsal medya ve lobi çalışmaları sonucunda süratle artan bir buhrana şahit oluyorum. Ama olaylara bakıldığında çocuğun sıklıkla ruhsal bir sebeple yönelimin değiştiği lakin bunun aşılamaz olmadığını görmekte deneyim etmekteyim. Tabi ki bu noktada en büyük sorumluluk ebeveynlere anne ve babalara düşüyor. Ruhsal olarak çocuğun gerçek yetişmesi bizlerin annelerin babaların elinde. Umarım Almanya da kimi ülkeler üzere bu hususta geri adım atma iradesini gösterebilir diye temenni ediyorum” sözlerini kullandı.